Daha önceki yazılarımızda da belirttiğim gibi Türk arıcılığının sorunları çok olup, bu sorunların içerisinde de en çok üzerinde durulması gereken problemin varroa ile mücadele olduğunu düşünüyorum. Bu yazımda varroa ile mücadelenin yıl boyunca periyodik olarak nasıl yapılacağı konusunda çok önemli bilgiler verip, arıcılarımızın bunları uygulaması halinde varroanın sorun olmaktan çıkacağını ümit ediyorum.
İyi bir arı kolonisinde varroa ile mücadele, genç ve sağlıklı bir ana arı, besleme ve koloni yönetimi olmazsa olmazımızdır. Ancak varroa ile mücadelede zaafa düştüğümüz zaman diğer etmenlerin hiçbir espirisi kalmaz. Çünkü kolonideki varroa varlığı kontrol altına alınmazsa koloninin immün sistemini çökertir ve yavru çürüklüğü, mumu güvesi, koloni çöküş sendromu gibi birçok hastalığa neden olur.

Arıcılıkta bu kadar önem arzeden varroa ile mücadele nasıl olmalıdır sorusunun cevabına gelince varroa ile mücadelenin kasım ve aralık ayında başlanarak yapılmasını öneriyorum. Şöyle ki; kasım ve aralık aylarında ülkemizin neredeyse tamamında yavru faaliyeti sıfırlanır ve tüm varroa varlığı arı kolonilerinin üzerinde olur. İşte tam bu esnada kullanacağımız bir etken madde ile arı kolonilerimizdeki varroa varlığının tamamına yakınını yok edebiliriz. Varroanın doğada yaşamını sürdürmesinin neredeyse imkansız olduğu düşünüldüğünde kış aylarında etkin bir mücadelenin doğadaki varroa varlığının neredeyse yüzde doksan yedi ile doksan dokuz yok edebiliriz.
Kış aylarında varroa ile mücadele arıcılıkta zirvede olan tüm ülkelerde olduğu gibi bizde de oksalit asit buharı ya da damlatma yöntemiyle yapılmalıdır. Oksalit asit buharını iki derecede, damlatmayı ise sıfır ile beş derecelerde koloniye uyguladığımızda kolonilerdeki varroa varlığının yüzde doksan yedi ile doksan dokuzunu yok edebiliriz. Ancak bu mücadele tüm arıcılar tarafından yapıldığında anlamlı olur. Aksi takdirde arıcılarımızın bir kısmı bu mücadeleyi yapıp, bir kısım arıcılar yapmadığı zaman ilk fırsatta mücadele yapılmayan kolonilerdeki varroa varlığı sağlıklı kolonilere bulaşır. Bu durumda varroa ile mücadeleden arzu ettiğimiz neticenin alınmamasına neden olur. Bu kapsamda yaygın varroa ile mücadelenin yapılabilmesi için arı birlikleri başkanları ile il ve ilçe tarım müdürlüklerine ciddi görevler düşmektedir.
Arı birlik başkanları kendi bölgesindeki arı kolonilerini tespit edip mücadelenin yapılması konusunda arıcıları ikna etmeli ve mücadelenin yapılması konusunda yardımcı olmalıdır. İl ve ilçe tarım müdürlükleri ise koloni destek sayımlarını kış aylarında yapıp, varroa ile mücadeleyi yapmayan arıcılara destek vermelidir. Yine varroa ile mücadele yapmayan arıcılara gezgin arıcılık izni verilmemelidir. Bu tedbirler alındığında varroa ile mücadele devrim niteliğinde aşama kaydedecektir.
Kışın varroa ile mücadele yapıldıktan sonra hava sıcaklıkları yirmi ile yirmi beş derece civarlarına yükseldiğinde formik asit uygulaması ile varroa ile mücadele yapılmalıdır. Bal akım zamanına on beş ile yirmi gün kala timol etken maddedeki ruhsatlı ilaçlarla varroa mücadelesi yapılmaktadır. Ancak gerek formik asit uygulamasını ve gerekse timol ile mücadelede önce bir koloninizde uygulama yapıp, koloniye zarar vermediğinden emin olduktan sonra diğer kolonilere uygulama yapmanızı öneririm.
Bal akım zamanı başladığında çerçevenin üzerine birer demet ısırgan otu bırakarak, okaliptüs yaprağı ve kabuğu, kekik, defne yaprağı, ardıç yaprağı, açılmamış çam kozalağı, portakal limon kabuğunu körükte yaktıktan sonra dumanını kolonilere vererek doğal varroa ile mücadele yapmış oluruz. Yine doğal mücadele kapsamında pudra şekeri uygulamasını da yapabiliriz.
Kolonilerin balını alıp sağılmış petekleri koloniye onardıktan sonra fulumetrin etken maddeli ruhsatlı ilaçlarla mücadeleye devam ediyoruz. Sonbaharda yine sıcaklar 20-25 dereceye düşünce tekrar varroa ile mücadele yapıp takvimi sonlandırıyoruz. Takvimini düzenli uygulayan hiçbir arıcı varroa sorunu yaşamaz.
Varroa ile mücadelede arıcılarımızın en çok hataya düştüğü nedenlerin başında aşırı doz kullanımı ve merdiven altı ilaç kullanımı gelmektedir. Bunu önleyip mücadelede etkinliği arttırmak için tarım bakanlığı denetim görevini yaparak varroa ilaçlarının yetkisiz yerlerde satışına mani olmalıdır. Arıcı birlikleri de bünyesinde çalıştıracakları veteriner hekimler vasıtasıyla varroa ilaçlarını ucuz bir şekilde arıcıya ulaştırıp doğru mücadele ve koruyucu hekimlik uygulamaları konusunda arıcılara danışmanlık yapılmasını sağlamalıdır. Yazıda bahsettiğim uygulamaların ayrıntılarını Celil ÇETİN/Youtube kanalımdan inceleyebilirsiniz.