Sevgili okurlarımız, bu ayki kümes ziyaretimizi “Nusret Ocaktürk Brahma Çiftliği’ne yaptık. Nusret Ocaktürk aslında baba ve iki oğlundan oluşan üç kişilik bir ekip. Hayvanların günlük takibini yapan kişi babaları “Nusret Ocaktürk” olduğu için sosyal medyada da sadece bu isimle tanınıyorlar. Bu ekibin diğer iki üyesi Turan ve Yaşar Ocaktürk. Turan Ocaktürk “Türkiye Süs Tavukları ve Bahçe Hayvanları Federasyonu “Dış İlişkiler Sorumlusu” kendisi işletmeci, dershane sahibi. Yaşar Ocaktürk, Psikolojik Danışman ve “İstanbul Süs Tavukları ve Bahçe Hayvanları Yetiştiricileri Derneği” başkan yardımcılığı görevini yürütüyor.
Çiftlik Manisa’nın Akhisar ilçesinde, evden içeri girdiğimde ilk gözüme çarpan bahçenin büyük bir bölümünde birbirinden güzel çiçeklerden oluşan özenli bir bahçenin olması. Çiçeklerin güzel kokuları eşliğinde kümeslere doğru ilerliyoruz ve sağı solu kümeslerle dolu zeytin ağaçları ve meyve ağaçlarıyla dolu büyük bir bahçeye giriyoruz. Nusret amca bitkileri de hayvanlar kadar çok seviyor. Zaten ömrü de çiftçilikle geçmiş. Şuanda 72 yaşında, aktif olarak bu büyük bahçeyle ilgilendiğini öğrenince biraz şaşırdım. Onun dinç kalmasını sağlayan da sanırım bu… Kümeslerin arasında çimlendirilmiş güzel bir alan var, burada oturuyoruz, çaylarımız geliyor ve sohbete başlıyoruz..
-Tavuklarla olan bağınız ne zaman nasıl başladı?
– ( Yaşar Bey ) babam çiftçiydi, zaten ömrümüz hayvanlar içerisinde geçti. Küçüklükten beri çok çeşitli hayvanlar yetiştirdik ; tavuk, ördek, kaz, tavşan, hindi, keklik, bıldırcın, sülün, at, köpek, kedi, kuzu, keçi, muhabbet kuşu, kanarya… Bunlardan da birkaç çeşidini mutlaka besledik. Bu hayvanları beslemek hem işimizin bir parçası hem de zevk aldığımız bir faaliyet oldu her zaman. Bizim için zaten hayvan beslemek hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Bahsettiğim gibi çok hayvan besledik ancak kanatlı hayvanlar bizim için her zaman daha önemli olmuştur. Kanarya, muhabbet kuşu beslerken de birçok farklı türlerde tavuklar besledik. Brahma cinsi ile 2007 yılında benim girişimimle tanıştık. Tabi ki bugünkü profesyonel standartlarda hayvanlar değildi, biraz paçalı büyük hayvanlardı. Ama çok sevdik. O sıralarda profesyonel olarak kanarya ve muhabbet kuşu üretiyorduk, zamanlar bunların yerini brahma cinsi tavuklarımız yer aldı. Abim 1987’den itibaren profesyonel olarak kanarya yetiştiriciliği yapıyor. Bugünkü brahma çiftliğimizdeki profesyonel yaklaşımların temelini de abim attı diyebilirim.
-Turan bey, siz “Türkiye Süs Tavukları ve Bahçe Hayvanları Federasyonu “Dış İlişkiler Sorumlusu” görevini yürütüyorsunuz, sayın başkanımız Ömer Kılıçoğlu ile gayet başarılı işlerinizi de beğenerek takip ediyoruz, biraz bundan bahsetmek ister misiniz?
– Elbette, memnuniyet duyarım. 1987 yılından itibaren kanarya ve muhabbet kuşu üretiyorum, o yıllarda hava astsubayı olarak görev yapıyordum ama sürekli ingilizce diline karşı bir ilgim olmuştur ki orduda da “Hava Lisan Okulunda ingilizce öğretmenliği “ yaparak bu ilgimi profesyonel boyutta sürdürdüm. Açıkçası kanatlı hayvanlar konusunda Avrupa çok iyi bir noktada, gerek ıslah çalışmaları gerekse birçok türün ve renk varyasyonunun en güzel örnekleri Avrupa’da oluşturulmuş. Ayrıca bu konuda kurumsal resmi ve bilimsel bir yol izlemeleri hep dikkatimi çekmiştir. 1990 yılından itibaren Avrupada kanatlı hayvanlar için gerçekleştirilen bir çok show ve yarışmalara katıldım. Bu esnada gözlemlerim, öğrendiklerim farklı bir vizyon oluşturmamı sağladı. Brahma ile tanışmamızdan kısa bir süre sonra kardeşimle Avrupa standartlarını incelemeye başladık. Bu bilgi ve tecrübelerimi iki yıldır “Türkiye Süs Tavukları ve Bahçe Hayvanları Federasyonu “Dış İlişkiler Sorumlusu” olarak değerli hobidaşlarımla paylaşıyorum.
-Nusret amca, öğrendiğim kadarıyla hayvanların günlük takibiyle siz ilgileniyormuşsunuz. Sizin için zor olmuyor mu?
– Evet biraz yorucu oluyor ancak hayvanların temizliğinden sorumlu olan ayrı bir çalışanımız var. Ayrıca hayvanların sağlığı konusunda sürekli destek aldığımız bir arkadaşımız da mevcut. Çocuklar sağ olsun zaten hemen hemen her hafta sonu gelerek gerekli takibi ve kontrolleri yapıyorlar. Damızlık temini , eşlerin belirlenmesi, doğru ıslah çalışmaları konusunda Turan ve Yaşar bilgi sahibi, onlar da ben de üzerimize düşeni yapıyoruz…
-Nusret amca gördüğüm kadarıyla çok güzel hayvanlar yetiştirmişsiniz, bunun sırrı nedir? Diğer brahma ve süs tavuğu yetiştiricilerine tavsiyeleriniz var mı?
– Bence tek sırrı, sevgi ve düzenli , sürekli takip. Özellikle temiz, taze su ve doğru yem verebilmek çok önemli. Ayrıca yerinin büyüklüğü oranında hayvan beslemek gerekiyor. Damızlığın çok güzel olsa bile çok sayıda hayvanı küçük bir alanda sıkışık bir şekilde beslemek hem hastalık ortaya çıkarır hem de olduğundan daha kötü yeni nesiller üretmeye sebebiyet verir. Ayrıca yeni başlayanlar için doğru damızlık seçimi çok önemli. Biz ilk brahma aldığımızda daha hesaplı olsun çok para harcamayalım diye ucuz hayvanların civcivlerini almıştık. Tabi bu da kolay büyüyen bir hayvan değil, bir yılımızı harcadık ancak büyüyen hayvanlar ile bizim internette baktığımız hayvanlar arasında uçurum fark vardı. Tabi o ucuza aldığımız hayvanları satmak istediğimizde de bırakın fiyatta anlaşamamayı fiyat soran bile olmayınca burada bir sorun olduğunu anladık. Doğru standartlarda kaliteli damızlıklarla çalışmak işin en önemli adımı bence. Soyunu bildiğin hayvanı almak gerekiyor. Şuanda kümesimizde tam anlamıyla profesyonel damızlıklarla üretim yapıyoruz. Damızlıklar Avrupa”da şampiyonluk almış hayvanlar veya şampiyon olmuş hayvanın öz yavrusu. Romanya, Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkelerde Brahma cinsini günümüzdeki güzel görüntüsüne ulaştırmış önemli üreticiler var. Bu üreticilerle çocuklar iletişim halinde, zaman zaman alış veriş yapıyoruz, ıslah çalışmalarına devam ediyoruz.
– Turan bey gördüğüm kadarıyla sadece “brahma” cinsi tavuk besliyorsunuz. Neden özellikle “brahma” ?
– Brahma cinsi Avrupa’da “King of Poultry” yani “kümeslerin kralı” olarak geçiyor. Gerçekten çok gösterişli ve estetik hayvanlar. Bize göre en güzel tavuk cinslerinden birisi. Aynı zamanda bilirsiniz “sakin dev” derler brahma için. Çok iyi huylu sakin hayvanlar. Çocuklar için de çok uygun. Bu özellikler bizi öncelikle brahma yetiştirmeye yöneltti. 2007 yılından itibaren brahma yetiştiriyoruz ancak profesyonel anlamda yani satışını yapmaya son üç yılda başladık. Sosyal medyanın sayesinde bu konuda ilgili olan çok sayıda insan olduğunun farkına vardık. İlk kez bir horozuma sahiplendirilecektir ilanı verdiğimde o gece çok sayıda insan talip oldu, gece yarılarına kadar talip olan insanlarla yazışıp görüşüyorduk. Bu durum bizi şaşırttı ve bu alanda ciddi bir ilgi alaka ve enerji olduğunu gözlemlememi sağladı.
Röportaj: Erkan Filiz