(Ocak 2018 1. sayı sf.68-69)
Süs tavukları , Türkiye’de çok eski zamanlardan beri hep var olmuş. Osmanlı döneminden günümüze miras kalan, dünya çapında önem gören, gerçekten çok güzel ve estetik tavuk cinsleri mevcut. Yeni bir tavuk ırkının ne kadar zahmetli ve uzun bir ıslah süreci sonrasında elde edildiği düşünüldüğünde, “Süs tavukçuluğuna” bu topraklarda ne kadar büyük bir önem verildiği daha iyi anlaşılıyor. Atalarımız bu işe ciddi bir ilgi göstermiş, hatta dünyaya miras olarak birbirinden güzel, Sultan tavuğu, ispenç gibi tavuk cinsleri hediye etmiş…
Ülkemizde genel olarak hayvanlara ve özel olarak “süs tavuklarına” çok eski zamanlardan bu yana büyük bir tutkuyla vazgeçilmez bir sevgi vardı ve günümüzde de bu durum aynı. Son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle daha da yaygınlaştı. Artık dünyanın herhangi bir yerindeki cinsin en güzel örneklerini ülkemizde görebilmek çok mümkün… Şuanda süs tavukçuluğu ülkemizde profesyonel anlamda ciddi gelişmeler de göstermiş durumda. Özellikle “Türkiye Süs Tavukları ve Bahçe Hayvanları Federasyonu’nun kurulmasından sonra daha profesyonel ve gelecek kuşaklara kalıcı işler yapılıyor. Bu gelişmeler memnuniyet verici. Aynı zamanda süs tavukçuluğunun gelişmesine ve yaygınlaşmasına da katkıda bulunuluyor. Bu konuda yapılan tv programları, haberlerde çıkan yayınlar Türkiye’de bir çok insanın “süs tavukçuluğu” ile ilgilenen bir kitle olduğunun, böyle bir uğraş olduğunun farkına varmasını sağladı…
Kalabalıklaşan şehirler, zorlaşan hayat koşulları stres düzeyinin artmasına sebep oldu. Adeta her birey rahatlayacağı, odaklanarak dış dünyayı bir kenara bırakıp meşgul olacağı faaliyetlerin arayışına girdi. Süs tavuğu yetiştirmek her şeyden önce bu konuda çok başarılı. Her süs tavuğu yetiştiricisi hayvanlarıyla ilgilenirken, sadece onlara odaklanır, adeta zaman durur, geri kalan bütün sorumluluklar, sıkıntılar ve yorgunluklar unutulur, moral depolar. Bu odaklanma durumu modern dünyada çok zor bulunabilecek bir meşguliyettir.
Süs tavuğu yetiştirenler kısa süre içerisinde çok değerli insanlardan oluşan oldukça kalabalık ve renkli bir sosyal çevreye sahip olurlar. Bu meşgale insanı ciddi bir şekilde sosyalleştirir. Çok güzel bir atasözümüz vardır “ Hayvanı sevmeyen, insanı sevemez “diye. O misal , hayvanı da insanı da seven, saygı gösteren değerli insanlarla tanışma imkanı elde eder. Süs tavuğu yetiştirmek ayrıca , aile ilişkilerini geliştirir. Tavuklarla ilgilenmek çocuklar için çok zevkli bir faaliyettir. Çocukları ve dolayısıyla bütün aileyi çok mutlu eden bir ortam oluşturur.
Süs tavuğu yetiştirmek, özenli bir süreçtir. Sürekli ve düzenli bir bakıma gereksinimleri vardır. Bu da insanın hayatını düzene sokar. Doğru eşleştirme ıslah çalışmaları ve hayvanların bakım ihtiyaçlarını karşılamak gibi günlük faaliyetler hayatı bir ritme sokar. Belirli bir yaştan sonra insanın kendini geliştirmek için motive edici sebepleri azalıyor. Bunu hepimiz kabul ederiz. Süs tavuğu yetiştirmek ,ıslah çalışmaları ve bakım aşamaları doğru bilgi temelli olursa başarı geleceği için bu işle meşgul olan yetiştiriciler, araştırmaya ve yeni bilgiler öğrenmeye gayret ederler. Bu da rutin olan beyin faaliyetlerini harekete geçirir ve zihinsel ve fiziksel dinçlik verir.
Türkiye” de son yıllarda “Türkiye Süs Tavukları ve Bahçe Hayvanları Federasyonu’nun süs tavukçuluğu hakkında düzenlediği eğitim seminerleri büyük ilgi topladı. Bu seminerlere çok sayıda insan katılıyor. Ben de bu çalışmalara katılmaya gayret ettim. Anlatacak çok güzel şeyler var ancak en azından şunu paylaşmak isterim ki, bu eğitimlerde ders veren öğreticiyi büyük bir dikkatle dinleyen not tutan, sorular soran genç, orta yaş ve üstü bir çok insanla tanıştım. Bu işle ilgili internette araştırmalar yapıyor, çeşitli kitaplar alıyor, çevirmeye çalışıyor kısacası müthiş bir araştırma ve öğrenme sürecinde heyecanlı mutlu insanlar gözlemledim.
Ben bir psikolojik danışman olarak bir evcil hayvanın ve özellikle süs tavuğu yetiştirmenin hem psikolojik hem de yaşamsal anlamda son derece olumlu etkileri olduğunu düşünüyorum. Hatta bunları yaşıyorum. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere…
Araştıran – Yazan
Yaşar OCAKTÜRK
Psikolojik Danışman
