Özcan Başkanla ilk karşılaşmamız 2017 yılında TSHF’nin İstanbul’da düzenlemiş olduğu ilk hakem eğitim seminerinde gerçekleşmişti. Özcan Başkan fıtraten girişken, cana yakın, hızlı insan ilişkileri kurabilen bir yapıya sahip olduğu için çok çabuk dost ve arkadaş kazanıp, kurduğu bu dostlukları hızla geliştirebilen bir insandı. Bu nedenle camiada temas etmediği, ilişki kurmadığı, dostluk ve arkadaşlık geliştirmediği pek insan kalmamıştır diye düşünüyorum. Bizimde tanışıklığımız ortak hobimiz kanatlı sevgisi temelinde başlamış olup süreç içerisinde arkadaşlık, dostluk ve hatta bundan da öte abi kardeş ilişkisine kadar ilerlemişti. Gerçekten de ben kendisini abim gibi görür çok sever sayardım. Aramızda abi-kardeş ilişkisinden öte bir naz makamı vardı. Birbirimize teklifsiz direkt olarak duygu düşüncelerimizi dile getirebiliyorduk. Bazen fikir ayrılıkları yaşamış, çatıştığımız konuları uzun uzun tartışmış, konuşmuşuzdur. Ama ne ben ne de O asla birbirimize karşı kırcı veya rencide edici, aramızdaki sevgi ve saygı bağını zedeleyici hiçbir nahoş tavra bürünmemişizdir. Bazen fikir ve düşüncelerimiz çatışır ve tartışırdık ama her tartışmamızın sonu şu şekilde biterdi; “Erkan ben seni gerçekten çok seviyorum kardeşim” derdi bende, “abi bende seni çok seviyorum” derdim ve konu bu şekilde kapanırdı.

Özcan Çetin bir başkandı ama bence başkanda öte bir liderdi. Bu ikisi birbirinden çok farklı kavramlardır. Kimseye karşı Başkanlık ünvanına göre tavır almazdı. Her zaman içimizden biri gibi davranır samimi ve içten olurdu. Bence O’nu farklı kılan en büyük özelliği buydu. Kişiler ve guruplar arası tartışma ve çatışmalara müdahil olmazdı, sessiz kalmayı tercih ederdi. Tarafların meselelerini kendi aralarında çözmelerini beklerdi. Belki de Başkanlığı süresince en fazla eleştirildiği hususlardan birisi bu olmuştur. Ama bence bu şekilde bir duruş alması doğru olandı çünkü müdahil olup taraf almak bizim gibi yeni kurulmuş çok renkli, çok sesli guruplarda farklı kırılmalara, savrulmalara neden olabilirdi. Bence bu duygu ve düşüncelerle bunu gözetip pozisyon alıyordu.
Kanatlı Yetiştiriciliği alanında çekirdekten gelme bir ustaydı. Uzun süre dernek başkanlığı, federasyon yönetim kurulu üyeliği, 2 dönem federasyon başkanlığı gibi yönetsel ve idari pozisyonlarda yıllarını vermişti. Hem sahayı hem işin mutfağını iyi bilen bir liderdi. EE Avrupa teşkilat ve işleyişine hakimdi. Konfederasyona üye ülke temsilcilerinden önemli dostluklara sahipti. Bulgarca bildiği için özellikle Balkan ülkeleri temsilcileriyle birebir görüşebilme ve dostluklar kurma avantajına sahipti. Bu kurmuş olduğu dostça ilişkiler ülkemizin lehine EE’de önemli derecede Türk Dostu bir lobi oluşmasına vesile oldu. En büyük hedeflerinden biri; EE’nin uluslararası bir etkinliğine Türkiye olarak ev sahipliği yapmaktı. Bu amaçla ciddi bir lobi çalışması yürütüyor önemli dostluk ilişkileri kuruyordu.
Özcan Başkan; TSHF’nin sadece süs tavukları alanında faaliyet göstermesinin ötesinde diğer evcil hayvan şubelerinde de faaliyet göstermesi yönünde bazı açılımlar yapmaya çalışıyordu. Bu amaçla Tavşan ve diğer kemirgen türlerin yetiştiriciliği konusunda yurt dışından hakem getirerek seminerler verdirdi. Tavşan Yetiştiricileri Derneğinin kurulmasını teşvik etti. Son dönemde ise; güvercin alanında hakem eğitim seminerleri düzenlenmesi hususunda bazı hazırlıkları vardı. Bazı güvercin derneklerinin TSHF çatısı altına alınması konularında da girişimlerine birinci derecede şahitlik ettim. Tüm bunları gerçekleştirmeye maalesef ömrü vefa etmedi. Yeni TSHF Başkanı ve yönetiminin Özcan Başkan’ın bıraktığı projeleri kaldığı yerden devam ettirmesi yüksek derecede önem arz etmektedir.
Folluk Dergisi misyonunu her zaman destekledi. Zor zamanlarda yanımızda durdu. Bazen telefonda uzun uzun dertleşirdik. Gidişi herkes gibi benim içinde çok ani ve birden oldu. Herhangi bir rahatsızlığından haberdar değildim. Rahatsızlık haberini aldığımda ise yoğun bakım sürecinde olduğu için kendisiyle görüşme imkanı söz konusu olamadı. Son kez vedalaşamamak açıkçası bana çok koydu. Bilseydim ki böyle ansızın ayrılık olacak Isparta gösterisinden ayrılırken boynuna sarılır uzun uzun kucaklaşırdım. Ama nasip değilmiş.
Önemli olan bu üç günlük dünyada arkamızda hoş bir seda bırakabilmekmiş. Özcan Başkan arkasında hoş bir seda bırakarak ebedi yurda göç etti. Allah ondan razı olsun, rahmetiyle muamele etsin, mekanı cennet olsun. Huzurla uyu güzel insan…
Özcan Çetin Kimdir?
Özcan Çetin; 24 Temmuz 1963 yılında Bulgaristan’ın Vardun şehrinde doğmuştur. İlk ve orta eğitiminin ardından meslek lisesi elektrik bölümünü bitirmiştir. 1 erkek ve 1 kız çocuğu babası olan Özcan Çetin, ailesi ile birlikte 1989 yılında Bulgaristan’ın Türk vatandaşlarına karşı uyguladığı asimilasyon politikaları sonucunda ana vatanı Türkiye ye göç etmiştir. Afyonkarahisar’a yerleşen Özcan Çetin uzun yıllar mermer sektöründe çalışmış emekli olunca da kendi kurduğu ONİF doğal taş firması ile ihracat yapmaya başlamıştır. 2012 yılında oğlu ile birlikte Balkan Bıldırcın Çiftliğini kurmuş ve sonrasında süs tavukları ve bahçe hayvanları kariyerine başlamıştır. Uzun yıllar hem Afyonkarahisar Süs Tavukları Dernek Başkanlığı hem de Türkiye Süs Tavukları ve Bahçe Hayvanları Yetiştiricileri Federasyonu Başkanlık görevlerini yürütmüştür. 4 Nisan 2024 tarihinde yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek hayata ve sevdiklerine veda etmiştir.