Anadolu Parsı (Panthera Pardus Tulliana)
Anadolu Parsı’na ilk bilimsel “Felis tulliana” adı, 1856’da Fransız zoolog M. A. Valenciennes tarafından, Klikya Valisi’yken Anadolu Panteri ile ilgili ilk bilgileri derleyen Romalı Marcus Tullius Cicero’ya ithafen verilmiştir.
Anadolu Parsı, (Pantera Pardus Tulliana) dünyadaki bütün pars (Leopar) türleri içinde en iri olanıdır. Anadolu Parsı, İran Parsı’ndan daha iridir. Boyu 200–250 cm, ağırlığı dişilerde 35–50 kg, erkeklerde 45–70 kg civarındadır. Yaklaşık ömrü 20 yıldır. Çok çevik olan Anadolu parsı, etoburdur ve geyik, yaban keçisi, yaban domuzu, küçük memeliler ve kuşlar gibi hayvanlar av yelpazesini oluşturmaktadır.
Anadolu’daki Bilinen Kökenleri
Anadolu Parsına ait bilinen en eski bulgular M.Ö. 9000’lere kadar uzanmaktadır. Çatalhöyük’te yapılan kazılarda bir evin duvarlarına tasvir edilmiş iki pars kaya kabartması bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesinde sergilenmektedir. Anadolu’da antik ve ortaçağlar boyunca verilmiş birçok eserde Anadolu Parsına dair tasvirlere yer verilmiştir. Doğubeyazıt İshak Paşa Sarayı girişi, Tortum Bağbaşı, Haho Kilisesi naos girişinde, Ani Harabelerinde, Kayseri’de bulunan 1276 dan sonra yapıldığı sanılan Döner Kümbette yer alan pars örnekleri bunlardan birkaçıdır. Erzurum’daki İlhanlı yapısı Yakutiye Medresesinin taç kapısında da pars figürüne rastlanmaktadır.
Anadolu Selçuklu Sultanı 2. Giyaseddin Keyhüsrev Dönemine ait sikke üzerinde Anadolu Pars figürü görülmektedir.
Sultan Baybars (Pars Bey)
Pars adının Türklerde yaygın olduğunu gösteren başka bir örneğin ise Afrika kıtasının kuzeydoğusunda bulunan Mısır topraklarında Orta Çağ’da kurulan Memluk Türkleri devletinin önderlerinden biri olarak kabul edilen Sultan Baybars olduğu bilinmektedir.
Abraham Ortelius’un Haritası
Anadolu Parsı’na ait bir diğer belgede Abraham Ortelius tarafından 1568 tarihinde çizilmiş olan Marmara Bölgesi Haritası’nda pars yaşama alanlarının gösterimidir. Bu haritada bu günkü Çanakkale ile Bursa arasında o tarihte parsların yaşadığının harita üzerinde işaretlenmesi, pars yaşama alanlarının tespiti açısından çok önemli bir tarihsel belgedir.
Yavuz Sultan Selim’in Pars Avı
Yavuz Sultan Selim Dülkadiroğulları üzerine yaptığı seferde Turnadağı savaşında Dulkadirli ordusu bozguna uğratılmış ve Dulkadirli Bey’i Alaüddevle yakalanılarak idam edilmiştir. Bu sefer esnasında Yavuz’un Osmanlı ordusunun başında bulunmadığı, yakınlarda Andırın’dan doğup Kadirli’ye doğru akan Savrun Çayı’na yakın bir yerde otağını kurduğu tarihi kaynaklarda yer almaktadır. Yavuz Sultan Selim’in anne tarafından öz dedesi olan Alaüddevle’nin idamını görmemek için böyle bir ava çıktığı söylenir. 3. Murat zamanında yazılan Hünername isimli eserde bu olay resmedilerek anlatılmaktadır. minyatürün altına şu not düşülmüş. “Yavuz Sultan Selim’in Dulkadir Hükümdarı Alaüddevle’ye karşı seferi sırasında Küskün Deresi kenarında otağ kurduğu yerde kaplan avlaması.” “Küskün deresi”nin neresi olduğu günümüzde tartışılmaktadır. “Küskün”ün yazım veya söyleyiş hatası ile aslında “Göksun” ırmağı kastedilmiş olabileceğini söyleyenler olmakla birlikte, Tarsus yakınlarında “Kuskun” isimli bir derenin varlığına atıfla burası olabileceğini iddia edenlerde vardır.
Erken Cumhuriyet Dönemi Pars Kayıtları
*1936 yılında İzmir Seferhisar kırsalında bir Anadolu Pars’ı avcılar tarafından vurularak öldürülümüş ve olay dönemim gazetelerine haber olarak yansımıştır.
*1935-1945 yılları arasında Mantolu Hasan diye meşhur olan yerel bir avcı Aydın Yöresinde 15’e yakın Anadolu Parsı avlamıştır. O dönemde bir kahraman gibi şöhret kazanmış ve hatta dönemin devlet adamı İsmet İnönü kendisine bir adet çifteli tüfek hediye göndererek ödüllendirmiştir ne yazık ki
*1950 yılında Muğla Milas’ta bir Anadolu Pars’ı avcılar tarafından vurularak öldürülmüştür. Vaka fotoğraflanarak kayda alınmıştır.
*1959 yılında Denizlide bir Anadolu Pars’ı avcılar tarafından vurularak öldürülmüştür. Vaka fotoğraflanarak kayda alınmıştır.
*1974 yılında Ankara Beypazarı’nda köylü bir kadın Anadolu Parsı saldırısına uğramış yapılan sürek avında maalesef ki Anadolu Parsı köylüler tarafından vurularak öldürülmüştür. Bu olay dönemin gazetelerine ve TRT’ye haber olarak yansımıştır. Söz konusu olaya dair TRT arşivinde ki kayıtlar bugün bile izlenebilmektedir.
Yakın Dönem Anadolu Parsı Kayıtları
*2010 yılında Siirt’te, Gabar Dağı yakınlarında bir pars vurulmuş ve postu sergilenmiştir.
*2013 yılının Kasım ayında Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’ne bağlı Solmaz köyünde çoban Kasım Kaplan’a saldırdığı iddia edilen parsı kuzeni Mahmut Kaplan tüfekle vurarak öldürmüştür. Öldürülen hayvan araştırılmak üzere Dicle Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne götürülmüştür.
*18 Temmuz 2015 tarihinde Tunceli’nin Pülümür ilçesine bağlı Boğalı köyü Karagöz Deresi’nde, uzun süre su içerisinde kalmış ölü bir hayvan olduğu ihbarı üzerine Doğa Koruma ve Milli Parklar ekiplerine haber verildi. Olay yerinde yetkililerce yapılan ilk incelemede, baş, tırnak, kuyruk yapısı ve vücut yapısı ile birlikte değerlendirildiğinde söz konusu hayvanın kedigiller familyasından olduğu belirtildi. Hayvanın uzun süre su içerisinde kalması dolayısıyla yeterince tanınmaması nedeniyle gerekli tespitlerin yapılması için doku örnekleri alındığını, gen tespiti ve DNA analizleri için TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne gönderilmesinin ardından yapılan açıklamada yavru hayvanın Anadolu parsı olduğu ispatlandı.
Günümüzde Varlığının Kanıtlanması ve Koruma Projesi
1936 Yılında Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaklaşık 350 adet Anadolu Parsı bulunduğu rapor edilmiştir. Anadolu Parsı, önceleri Ege Bölgesi, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz, Amanoslar, Doğu Anadolu Van, Hakkari, Ağrı, Iğdır, Kars, Kaçkarlar Doğu Karadeniz, Beypazarı ve Batı Karadeniz’de Bolu- Seben bölgelerinde yaşarlardı.
Türkiye’de, Ankara’nın Beypazarı ilçesinde 1974’te öldürülen Anadolu leoparının bu türe ait son birey olduğu ve ülkede tükendiği düşünülüyordu. DKMP Genel Müdürlüğünün arazi çalışmaları sırasında rastlanan iz ve işaretler üzerine, bunun aksi yönünde bulgulara ulaşılmasıyla arama çalışmaları başlatılmıştı.
İlk olarak bir bölgede başlatılan çalışmalar sonucu 25 Ağustos 2019’da bir erkek leopara ait fotoğraflar fotokapana yansıdı. DKMP Genel Müdürlüğüne gelen ihbarların da değerlendirilmesiyle en az 4 farklı alanda leoparlar olduğu belirlendi.
Bunun üzerine Anadolu leoparının kapsamlı bir araştırmayla mevcut ve potansiyel yaşam alanlarının acilen belirlenmesi amacıyla Leopar Araştırma Birimi kuruldu. Leopar Eylem Planı oluşturulması için de çalışma başlatıldı.
Eylem Planı’na bilimsel altlık oluşturmak üzere Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, IUCN Kedigiller Uzmanlar Grubu ve DKMP 6. Bölge Müdürlüğünden uzmanların yer aldığı bir proje için TÜBİTAK’a başvuruda bulunuldu. Isparta’yı da kapsayan Batı Akdeniz bölgesinde tespit edilen 2 bireye ait 58 farklı görüntü ile belgelendi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nin iş birliğiyle yürütülen projede, Anadolu leoparının yayılış alanının Kahramanmaraş’ta Amanos Dağları’ndan başlayarak İzmir’e kadar ve içeride Afyonkarahisar’a kadar olan bölgeler olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle yeni 3 bölge müdürlüğü projeye dahil edilmiştir. Araştırma sahası, DKMP 6’ncı Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Antalya, Isparta, Burdur, 4’üncü Bölge Müdürlüğü’ne bağlı İzmir, Aydın, Manisa ve Muğla, 5’inci Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Eskişehir, Denizli ile 7’nci Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana, Hatay, Kayseri, Mersin, Niğde ve Osmaniye illerini kapsıyor.
Uzmanlar; bugüne kadar Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Batı Karadeniz’de toplam sekiz ilde varlığını tespit ettikleri Anadolu parsının, Türkiye’nin bu üç bölgesinde en az 20 ilde kuvvetli bir ihtimalle yaşadığını tahmin ettiklerini, türün bu üç bölge dışında da yaşayabilme potansiyeli dikkate alındığında, ülkede en az 30 ilde yaşama ihtimali bulunduğunu belirtiyorlar.
18 Ocak 2022 ‘de dönemin Tarım ve Hayvancılık Bakanı Vahit Kirişçi tarafından Twitter’den atılan bir tweet ile resmi paylaşıldı ve 2 bölgede görüldüğü müjdelendi. Böylece varlığı kanıtlanarak resmi olarak ilan edilmiş oldu.
Son olarak; Anadolu Parsı’nın öldürmenin kesinlikle yasak. Silahla, zehirlenme veya başka sebeplerle öldürenlere uygulanacak cezanın ise 1 milyon TL para cezası ve 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olduğu bildirildi.