Ülkemiz biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın en zengin bölgelerinden birisidir. Çünkü, Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İranTuran olarak isimlendirilen üç biyocoğrafik bölgeye ve bunların geçiş zonlarına sahip olması ve iki kıta arasındaki köprü konumu nedeniyle iklimsel ve coğrafik özelliklerin kısa aralıklarla değişmesi sonucu Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından küçük bir kıta özelliği kazanmıştır. Türkiye, orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemlerine ve bu ekosistemlerin farklı formlarına ve farklı kombinasyonlarına sahiptir. Bu olağanüstü ekosistem ve habitat çeşitliliği beraberinde önemli bir tür çeşitliliğini getirmiştir. Ilıman kuşakta bulunan ülkelerin biyolojik çeşitliliği bakımından karşılaştırıldığında, hayvan (fauna) biyolojik çeşitliliğinin ülkemizde oldukça yüksek olduğu göze çarpmaktadır.
Tüm Avrupa kıtasında 12500 açık ve kapalı tohumlu bitki türü varken, sadece Anadolu’da bu sayıya yakın (yaklaşık 11000) tür olduğu bilinmektedir. Bunların yaklaşık üçte biri Türkiye’ye özgü (endemik) türlerdir. Hayvan genetik kaynakları açısından ise, konumu nedeniyle birçok yerli hayvan ırkının Anadolu’da yetiştirildiği ve buradan dünyanın öteki bölgelerine yayıldığı kabul edilir.[1]
Kültürel miras sadece toplumların kendilerinden sonraki kuşaklara bıraktıkları sanat eserlerinden oluşmaz. Coğrafyaya özgü bitki ve hayvan gen kaynakları da önemli bir kültürel miras olarak görülmelidir. Ülkemiz bu bitki ve hayvan gen kaynağı bakımından çok özel bir yere sahiptir. Atalarımızdan bize tevarüs eden bu zenginliğe sahip çıkmak önemli bir ulusal sorumluluktur. Fakat günümüzde bizlerin bu sorumluluğun ne kadar farkında olduğumuz hususu çok su götürür. Maalesef ki birçok ulusal mirasımız gerek bitki-hayvan gen kaynaklarımız olsun gerekse tarihi sanat eserlerimiz olsun sahip çıkılamadığından ya yok olmuş durumda ya da ülke dışına çıkarılarak elimizden kayıp gitmiş durumdadır.
Anadolu’muzun bu eşsiz zenginliklerinden birisi de Gerze (hacı kadın) tavuklarıdır. Ne yazık ki bu eşsiz değere sahip güzel hayvanlar günümüz kamuoyu tarafından pek bilinmemektedir ve hatta soyları kritik düzey olarak tanımlanabilecek seviyede yok olmayla karşı karşıyadır. Yerli tavuk ırklarımız arasında en kritik seviye birey sayısına sahip olan ırkımız Gerze tavuklarıdır. Biz bu çalışmamız esnasında Ankara Lalahan’daki ülkemizin ulusal gen merkezi statüsündeki Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’ne ziyarette bulunduk. Buradaki yetkililerle Gerze Tavukları üzerine görüşüp bilgiler aldık. Denizli ve Gerze tavuk ırkları Lalahan Hayvancılık Merkez Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülen TAGEM/97/17/01/003 proje numaralı ve “Türkiye Yerli Tavuk Gen Kaynaklarının Korunması Projesi” başlıklı proje ile koruma altına alınmış Türkiye yerli gen kaynaklarından sadece ikisidir.[2] Öğrendiğimize göre Lalahan’da ki tesislerde yerli ırklarımızdan Denizli ve Gerze tavuk ırklarının koruma kolonileri mevcut. Yaklaşık sayı olarak Denizli tavuklarının 500, Gerze tavuklarının 250 bireyden oluşan bir koruma kolonilerinin olduğunu öğrendik. Bu bir yönüyle sevindirici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. En azından bu harika hayvanların gen kaynakları bir şekilde koruma altına alınmış durumda. Lakin Türkiye geneli Gerze tavuklarının sayısal varlığı göz önünde bulundurulduğunda çok kritik seviyelerde olduğu düşünülmektedir. Gerze Tarım İlçe Müdürlüğünce 2009 yılında yapılan bir çalışmada Gerze ilçesinde orta yaş üstü 5 vatandaşımızda toplam 21 adet tavuk ve 5 adet horoz olduğu tespit edilmiş, neslin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu görülmüştür. Gerze Tarım İlçe Müdürlüğünce 2009 yılında hazırlanan bir projeyle “Hacı Kadın Genetiğini Koruma ve Damızlık Üretim Projesi” kapsamında; 2013 yılında üç dönem halinde 280 civciv, 2014 yılında üç dönem halinde 250 civciv, 2015 yılında dört dönem halinde 220 civciv ve 2016 yılında 5 dönem halinde 300 civciv, üretilerek İl/İlçe dışından gelen taleplere göre dağıtılmıştır.
Halen Gerze Tarım İlçe Müdürlüğü Damızlık Üretim Tesislerinde 25 adet tavuk, 5 adet horozun bulunduğu ifade edilmektedir.[3] Süs Tavukları camiasının sevilen emekçilerinden Gerze Tavuğu Yetiştiricisi Mehmet Özgen ile yaptığımız bir sohbette kendisinin kişisel çabaları sonucu ülkemizdeki hobicilerin elinde yaklaşık 80 civarı Gerze Tavuğunun olduğunu sayısal olarak tespit ettiğini ifade etmiştir. Her ne kadar bilimsel anlamda bir envanter çalışması elimizde bulunmuyor olsa da ülkemizde ki Gerze Tavukları sayısının kritik düzeylerde olduğu muhakkaktır. Gerze Yetiştiricisi hobici dostlarımızla konu üzerine yaptığımız sohbetlerde Gerze Tavuklarının çok narin ve ürkek bir özelliğe sahip olması, doğal yolla gurka yatmamaları, üretilmesinin ve çoğaltılmasının çok meşakkatli ve zor olduğunu ifade etmeleri bu güzel hayvanların sayısal varlıkları üzerine olan endişelerimizi arttırmaktadır.
Gerze tavuk ırkı, Sinop’un Gerze bölgesinin lokal bir ırkıdır. Çatal ibikli, yüz yapısı orta uzunlukta ve hafif tüylüdür. Orta büyüklükte olan gözler yuvarlak ve kahve rengidir. Burun delikleri büyük ve gaga üzerinde çıkıntılı, gaga gri renk tonlarında ve orta uzunluktadır. Kulaklar kısa tüylerle kaplı, kulak lopları erkeklerde çok belirgin her iki tarafta beyazdır. Sakal geniş yada orta genişlikte ve erkeklerde uzundur. Boyun yapısı erkeklerde uzun ve tüylü, dişilerde orta uzunlukta ve tüylüdür. Kuyruk sağlam yapılı, erkeklerde gösterişlidir. Kanat büyük ve geniştir. Göğüs orta derinliktedir. Vücut siyah tüylerle kaplıdır. Erkeklerde kuyruk tüyleri ışık altında yeşil siyah bir görünüm verir. Deri rengi beyazdır. İncik, ayak derisi ve pulları gri renk tonlarında, tüysüz, dört parmaklı ve mahmuzludur. Bacaklar erkeklerde sağlam yapılı, yüksek ve sağlam duruşlu, dişilerde daha kısadır. Yumurta kabuk rengi beyazdır.[4] Civciv çıkım ağırlığının ortalama 37 gram, ergin canlı ağırlığının dişilerde 1100, erkeklerde 1850 gram, yumurta kabuk renginin beyaz, ortalama yumurta ağırlığının 49 gram, yıllık ortalama yumurta veriminin 88 adet ve cinsel olgunluk yaşının 24-25 hafta olduğu bildirilmiştir.[5] Gerze tavuk ırkının morfolojik, performans, davranış özellikleri, yetiştirme şartları ile bazı özelliklerini ortaya koyan bir standart hazırlanmış ve 12 Aralık 2004 tarihli 25668 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır.[6]
Gerze ve/veya Hacı Kadın
Araştırmamız esnasında bazı kaynaklarda Gerze ve Hacı Kadın tavuk ırklarının farklı iki türmüş gibi anlatılmış olduğunu fark ettik. Yani Gerze’nin easa ırk Hacı Kadın’ın ise Gerze’nin bir alt varyetesi olarak anlatıldığını fark ettik. Bu konuyu biraz açmak istiyoruz. Bu farklılığın ilk olarak dikkatimizi çektiği kaynak; Salih Zeki’nin 1931 yılında kaleme aldığı “Asri Tavukçuluk” isimli kitabının giriş bölümünde değindiği bölümdür. Bu bölümde eski tavuk ırklarımızdan bahsederken Gerze ve Hacı Kadın isimlerini ayrı ayrı zikredip değinmesidir. Söz konusu kitapta geçen bölümde şu şekilde nakledilmektedir; “hususiyle ötücü ve güzel sesli, süslü ve güzel tüylü, yakışıklı ve mert tavırlı kuşlara ve tavuklarla horozlara karşı Türklerde öteden beri daha ziyade bir muhabbet ve merak vardır. İstanbul’un lale ve çiçek devrini etrafıyla tasvir eden tarihlerimiz kuş ve tavuk zevk ve merakının halk arasında ve hususiyle saraylarda ve konaklarda hüküm sürdüğü zamanlardan bahsetmiyorlarsa da birkaç asırdan beri İstanbul’un muhtelif halk sınıfları arasında epice kuş ve tavuk beslemek merakı bulunduğu muhakkaktır. Vaktiyle İstanbul’da pek meşhur olan ve fakat bugün misli bulunmayan süslü Sultan ve Timurlenk tavukları Padu ırkının yakışıklı bir nevi olarak İstanbul’da yetiştirilmişti. Maatteessüf bugün nesilleri kesilen hakiki Gerze ve Mısri tavuklarıyla tepeli Fizan, paçalı Nemse ırklarının pek çok meraklıları vardı. Yakışıklı ve nefis etli Hacıkadın tavuklarını, uzun ve kalın öten Denizli, ince ve uzun sesli Berat horozlarını zevk için besleyenler çoktu. Saraylar ve bazı zenginler Avrupa’dan muhtelif nevilerden süslü tavuklar getirerek beslerlerdi.”[7] Görüldüğü gibi burada sanki iki farklı tavuktan bahseder gibi anlatılmış olduğu dikkati çekiyor. Ama bu farka net bir şekilde değinen diğer bir kaynak Prof. Tahir Aksoy’un kaleme aldığı bir araştırmada göze çarpmakta. Söz konusu araştırmasında Aksoy Hacı Kadın tavuklarından bahsederken Gerze’den farklı olarak; “Orta Anadolu” ya ait bir lokal ırk olduğu, değişik varyetelerinin bulunmadığı, siyah renkli, balta ibikli ve küçük bir vücudu yapısına sahip olduğu bildirilmektedir”[8] diye bir bilgi geçmektedir. Bu farka dikkat çeken bir başka araştırmacı olan O. Ertuğrul “Hacı Kadın’ın ancak, Gerze’nin bir varyetesi olabileceği ifade edilmektedir” bilgisini geçmektedir.[9]
Yukarıdaki bilgilere göre Hacı Kadın’ın Gerze’den farklı olarak Orta Anadolu’da görüldüğü ve balta ibikli (Gerze Çatal ibikli) olduğu ifade edilmektedir. Konunun uzmanı olmadığımız için bu konuda farklı kaynaklarda karşılaştığımız bilgileri burada aktarmakla yetiniyoruz ve bu konu hakkında uzman araştırmacılara bir ışık yakmakla yetiniyoruz. Gerze ve Hacı Kadın aynı tavuk mu? İki farklı ırk mı? Hacı Kadın, Gerze’nin bir alt varyetesi mi? Bu konunun araştırılması gerektiğini düşünmekteyiz.
Gerze ve La Fleche
Gerze Hacı Kadın ırkı Dünya literatüründe tescilli olan bir ırk olmasa da Türkiye içi yerel ırklar listesinde yer almaktadır. Fakat bu ırka çok benzeyen ve La Fleche isimli bir tavuk ırkı Dünya literatüründe kayıtlıdır. Bu iki ırk arasında çok farklı iddialar vardır. İki ırkın aynı ırk olduğunu öne sürenler olsa da iki ırk arasında farklar mevcuttur. Bu iddiaların en çarpıcısı La Fleche ırkının da 1600 lü yıllarda Türkiye’den çıkarılan Hacı Kadın ırkının yumurta veriminden memnun olmayan Avrupalıların Fransa da bu ırkı minorca tavuğu ile çaprazlayarak yeni bir ırk meydana getirdiği ve bu ırka La Fleche ismini verdiğidir. İki tür arasında birkaç fark dışında çok fazla benzerlik vardır. En büyük farkları irilikleridir. La Fleche horozlar 3,6-4 kg ve tavuklar 2,7-3,2 kg arası gelirken ; Hacı Kadın horozlar 1,75-2 kg ve tavuklar 1,4-1,6 kg arası gelmektedirler. Bunun dışında yumurta verimi olarak ta La Fleche yılda 200 yumurta civarı yaparken ; Hacı Kadın yılda ancak 90 yumurta civarı yapabilmektedir. Bu farkın en büyük nedeni de La Fleche ırkının genlerinde Minorca ırkının özelliklerini taşıyor olmasıdır. La Fleche ırkının kuyruk yapısı sırta en fazla 75-80 derece civarı açı yapıyorken ; Hacı Kadın ırkının kuyruk yapısı sırta 90-100 derece civarı açı yapmaktadır. Birde Hacı Kadın’ların boynu La Fleche’lerden daha uzundur. Ayrıca La Fleche ırkı Hacı Kadın ırkından daha dayanıklı ve üretimi biraz daha rahat bir ırktır. Hacı Kadın ırkı sadece siyahken , La Fleche ırkında başka renklerde vardır. Bu özellikler dışında deri renkleri , bacak renkleri , tüy parlaklıkları gurk olmamaları gibi bütün özellikleri benzerlik göstermektedir. [10]
Biz bu sayımızda “Anadolu’nun Siyah İncisi Gerze Tavukları (Hacı Kadın)” başlığını atarak yerli ırklarımızdan olan ve içlerinde sayısal varlığı en fazla risk sınırında bulunan Gerze ırkımıza dikkat çekmeye çalıştık. Ülkemizde son dönemde TSHF’nin de katkılarıyla yerli ırklarımıza olan ilgi ve dikkat artmaya başlamış ve bunun sonucu olarak bazı müstakil kulüpler kurulmaya başlamıştır. Sultan Kulüp, İspenç Kulüp bunlara örnek olarak verilebilir. Biz yerli ırklarımız içerisinde en kritik risk seviyesinde olduğunu düşündüğümüz Gerze ırkının meselelerini birincil elden takip etmesi gereken müstakil bir teşkilatın kurulmasını ivedi olarak çok önemli görüyoruz. İlerleyen süreçte TSHF yetkililerinin ve bu ırka gönül vermiş hobici dostların bu konuda gerekli adımları atmasını temenni ediyoruz.
Gerze Hacı Kadın Standardı (Tıklayın)
[1] http://ormuh.org.tr/arsiv/files/Biyolojik%20Cesitlilik%20ve%20Gen%20kaynaklari.pdf
[2] KAYA, M. “denizli ve gerze tavuk populasyonlarındaki genetik çeşitliliğin bazı mikrosatelit markörler kullanılarak belirlenmesi” Ankara,2008
[3] https://sinop.tarim.gov.tr/Haber/254/Hacikadi-Tavugu-Genetigini-Koruma-Ve-Damizlik-Uretim-Projesi
[4] Özdogan, N. ve Gürcan, İ.S. 2006. Denizli ve Gerze yerli tavuk ırklarında yumurta verimine ait bazı özellikler. Lalahan Hay. Araşt. Enst. Derg., 46(2);13-21
[5] Türkiye Evcil Hayvan Genetik Kaynakları Tanıtım Kataloğu,s.87,TAGEM,2009
[6](http://rega.basbakanlik.gov.tr/Eskiler/2004/12/20041212.htm, Yerli Hayvan Irk ve Hatlarının Tescili Hakkında Tebliğ (No: 2004/39)
[7] Ekimci, Z.S. 1931. Asri Tavukçuluk. Hüsnütabiat Matbaası, 316, İstanbul.
[8]AKSOY, T. (1999). Tavuk YetiĢtiriciliği. Ankara. Sy: 13-41. ISBN: 975-95417-0-X
[9] ERTUĞRUL, O. (2006). Anadolunun Özgün Hayvanları. Sultan Tavuğu. Veteriner Hekimler Derneği Dergisi. Cilt: 77, Sayı: 2, Sy: 73-76.
[10] https://www.facebook.com/groups/136741120324684/permalink/153127888686007/