“Gumboro” özellikle civciv ve piliçlerde bulaşıcı, orta derecede öldürücü ve “bursa fabricius” organında bozukluk yaratarak bağışıklık sistemini baskılayan viral bir hastalıktır.” “bursa fabricius” organının zedelenmesi sonucunda antikor sentezi olumsuz şekilde etkilenir. Vücudu koruyan antikor sentezi etkilendiği için bağışıklık sistemi baskılanır. Ortamda bulunan başka bir virüs yada bakterinin hastalık yapma oranı artmaktadır. Etkenin nötralizasyon (etkisiz hale getirme) testi ile saptanan iki serotipi (virüslerin alt tür düzeyindeki birbirinden farklı çeşitleri) bulunmaktadır.
Serotip-1 ;genellikle tavuklarda patojendir.
Serotip-2;ise daha zayıf bir patojen (hastalık yapıcı) yapıya sahiptir.
Serotip-1’de yer almasına karşın, antijenik yönden farklılık gösteren değişken suçlarda (suç: aynı virüsün alt grupları) bulunmaktadır. Değişken suçlarda bulunan bu hastalığın aşılanmış veya kanında antikor bulunan hayvanlarda gumboronun değişken suçları görülmektedir. Gumboro geçirmiş bir anne veya baba çoğunlukla taşıyıcı olmaktadır. Gumboro hastalığını sperm ve yumurta ile civcivlere aktarırlar. Çıkan civcivlerde hastalığın görülme oranı oldukça yüksektir. Anaçların hastalık geçirsin geçirmesin aşılanması sonucu oluşan antikorlar civcivlere aktarılabilmektedir. Küçük yaslarda civcivlere ve yıllık iki periyotta damızlıklara gumboro aşısı yapılmalıdır.
Gumbora virüsü kümes şartlarına göre 120 gün yasabilmekle birlikte birçok dezenfektan ve fiziksel faktörlere dirençlidir. Sadece formal, kloromin ve bazı iyotlu bileşenler virüs üzerinde etkilidir. 3-6 haftalık hayvanlarda görüldüğü gibi çevre şartlarına göre daha küçük yaslardaki hayvanlarda da görülmektedir. Hastalığın seyri solunum rahatsızlığı gibi başlayıp sindirim sistemine girerek hastalık yapar. Hasta olan hayvanlar genellikle durgunluk , iştahsızlık, tüylerde kabarıklık , hareket isteksizliği ve en önemlisi beyaz-gri bir ishal görülmektedir. Ölümle sonuçlanan vakalar olmaktadır. Gumboro hastalığının antibiyotikler ile tedavisi yoktur. Koruyucu olarak rutin bir şekilde ası yapılmalıdır. İki farklı aşı tipi vardır. Biri canlı aşı diğeri inaktif aşıdır. Canlı aşıda; virüslerin hastalık yapabilme yetenekleri azaltılmış (yorgun) virüsler bulunmaktadır. Aşı canlı olduğu için ortamda uzun süre kalacağından kontamıle olarak hastalık yapma oranı oldukça yüksektir. Çok iyi şartlarda civciv bakmıyorsanız uygun fiyatlara sahip olduğu için alıp kullanmamalısınız. Yoksa aşıdan arta kalan kalıntılar ortamda kalır ve ortamda bulunan daha küçük civcivlerde etkileşime geçer.
İnaktif aşı ise hastalık yapan virüslerin bazı fiziksel olaylardan geçirilerek parçalanması sonuç yardımcı maddelerle homojen karıştırılan bir aşıdır. Aşıda canlı bir virüs yoktur. Virüsün parçaları uyarıcı olarak kullanılır. Bu olaya karşın vücut virüse karşı antikor sentezi yapar. Hayvanlar hastalık kapmadan aşılanmış olur. Kontamile olacak bir durumla karşılaşılmayacağı için ortamda hastalık görülmez. Bu nedenle bir çok üretici inaktif aşıları tercih eder.
Canlı aşı 8 ila 15 günlükken içme suyuna yapılmaktadır. 2 ayda (8 hafta) bir tekrarlanması gerekmektedir. İnaktif aşı ise civcivlere 8 ila 15 günlükken enjektörle enseden yapılmaktadır. 6 ayda (24 hafta) bir tekrarlanmaktadır. Canlı ası anaçlara yapıldıktan sonra her 2 ayda(8 hafta) bir yapılmaktadır. İnaktif aşı anaçlara enseden yada göğüsten deri altı yolla yapılır. Yapıldığı günden itibaren 6 ayda (24hafta) bir tekrarlanmalıdır. GUMBORO Üreticilerinin muhakkak yapması gereken en önemli asılardan birisidir.
“Bilinçli üretici her zaman kazanır”
Kaynak: Türkoğlu M.& Sarıca M.,Tavukçuluk Bilimi,Ankara,2004